Merhaba; okullar tatil oldu. Sanırım öğretmenleri çocuklara
ödev de vermedi.
Anne babalar "fırsat bu fırsat" deyip çocuklarını
özellikle yaşlarına uygun hikaye kitapları okumaya özendirmeliler.
Unutmayalım. Çocukların gelecekteki başarılarını
belirleyecek olan onların kitap okuma alışkanlığı kazanarak anlamını bilerek
kullandıkları ve anladıkları kelime zenginliğine sahip olmalarıdır.
Çağdaş ülkelerde kişi başına en az her on beş yirmi kişiden
kırk kırk beş kişiye kadar bir kitap düşerken aydınlanmamış, inanç diye
dayatılan cehaletin karanlığında sıkışıp kalmış ülkelerde bu oran çok düşük.
Öyle ki! Bazı ülkelerde onbeş yirmi kişiye bir kitap düşmekte. Bazılarındaysa
bu oran daha düşük…
Türkiye'de ise her beş altı kişiye bir kitap düşüyor. Bu da
cumhuriyetin kuruluş yıllarında millet mektepleri ve sonrasında halk evleri ve
köy enstitüleriyle başlatılan aydınlanma hamleleri sayesinde oldu.
Bugün maalesef o yıllarda açılan köy enstitüleri kapatıldığı
gibi halk evleri ve halk kütüphaneleri kapatıldı. Bugün Kütüphanecilik hala
genelgelerle yönetiliyor. Kütüphaneciliği geliştirecek doğru dürüst bir kanun
bile yok.
Onun için iş başa düşüyor. Yani anne baba dede ve ninelerin
gayretine…
Lütfen çocuklarımıza tıpkı diş fırçalama, uyku uyuma, yemek
yeme alışkanlığı gibi kitap okuma alışkanlığı kazandıralım. Olanağı olanlar
onları sanat ve kültürün diğer alanlarındaki etkinliklere götürerek sanata
ilgili olmalarını sağlasınlar.
Çağımız bilişim çağı. Bu çağı yakalamak ancak aydınlanmış
beyne sahip çocuklarımızla olanaklı olacaktır.
Zaman öyle hızla ilerliyor ki! Bu hıza ayak uyduramayan
toplumlar orta çağ karanlığına sürüklenip yok olup gidecekler.
Toplumlar tarihini incelediğimizde orada geçmişte çağına
uyduramayan pek çok toplumun yok olup gidiş öyküleri olduğunu görürüz.
Türkiye Halkı olarak geleceği yakalayıp önümüzdeki yüz yılda
yaşayan toplumlar içinde yerimizi almanın tek yolu kitap okuma alışkanlığı
kazanmış, soran sorgulayan bir nesle sahip olmaktır.
Yani geleceğimiz olan çocuklarımızı yukarıda yazdığım gibi
kitap okuma alışkanlığı kazanmış, soran sorgulayan bunun için anlamını bilerek
kullandığı ve anladığı kelime zenginliğine sahip bireyler olarak yetiştirerek
ancak geleceği yakalayıp önümüzdeki yüz yılda yaşayan toplumlardan biri
olabiliriz.
Lütfen geleceğimiz olan çocuklarımızı önemseyip onlarla
ilgili olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder