Merhaba; bir süredir
misafir kaldığım yer bir site. Şehrin yeni yapılaşan bir bölgesinde… Sitenin
etrafı açık ve oldukça ıssız; çok rüzgar alıyor.
Gecenin bu saatinde dışarıda
uğuldaya rüzgar uykumu kaçırınca kalktım ve bu aleti açtım.
'Hiç dağ başında kaldınız mı?' bilmem. Ben gençliğimde dağ başlarında çok kaldım. Oralarda da rüzgar ancak bu kadar uğuldardı. Bizim oralarda "ne
kadar eserse o kadar yağar" diye bir söz vardır.
Eğer bu uğultu o sözün
hakkını verirse ve az sonra rüzgar dinerse 'ne zaman dineceği belirsiz' yağmurun
başlama olasılığı var. Çünkü buranın yağmuru öyledir.
Ben oldum bittim yağmurlu
ve hele şimdi dışarıda uğuldayan rüzgara benzer rüzgar uğultusunda tipili
havaları çok severim.
Öyle bir havada keyfime
diyecek olmaz. Hayal dünyam çok geniş olduğu için bir de gençlik yıllarında
oldukça hareketli bir yaşamım olduğu için tipili havalarda esen rüzgar beni
alıp kendiyle birlikte savurup götürür bir yerlere.
Şimdi tipi olmasa ve salt
uğuldayan bir rüzgar olsa da; gecenin bu saatinde yatarken yine aklımla
gezintiye çıkmış, nerelere uğramıyorum ki?
Örneğin Antakya ve
Lümeys'lerin evi geldi aklıma.
O yıllarda her Antakya'ya
varışımda Lümeys'lere konuk olurdum. O evde anamın evindeki rahatlığı
hissederdim. Çünkü Lümeys ve bir süre önce vefat eden kocası
İlmeddin çok can insanlardı.
İşte onların evlerinde
kaldığım sırada Lümeys'ten yattığım odadaki küçük pencereyi hep açık tutmasını
isterdim. Çünkü gece boyu Asi koridorundan esen rüzgarın uğultusunu dinleyerek
uyumanın keyfine doyum olmazdı.
"Şimdi Asi yine aynı
Asi mi? Rüzgar aynı rüzgar mı? Armutlu'daki Lümeyslerin evi yerinde duruyor
mu?" bilmem. Zaten benim için hiç fark etmez.
Beynime kazınmış o yılların
Antakya'sı Asi Nehri, Köprü başı ve Armutlu Armutlu'nun sımsıcak insanları
önemli benim için.
Çünkü o kadar yıl geçti
beynimde hep aynı 'sanki dün oradaymışım gibi' tazeliklerini hep korudular.
Tabi bir onlar değil
geçmişten tanıdıklarım. Çok var; hem de pek çok. Her bir yerde yaşanmışlıklarım
ve o sırada tanıdıklarımdır benim en büyük zenginliğim, övünç kaynağım.
Şimdi gecenin bu saatinde
binmişim dışarıda uğuldayan rüzgarın sırtına sabaha kadar kim bilir nerelere
uğrayacağım.
Ve bu seyahate çıkmadan
önce de duygularımı burada paylaşmak istedim. Umarım bir başka gün de bu gece
rüzgarın sırtında gezindiğim yerlerde gidip gördüklerimi yazarım buralarda.
Hoşlukla, hoşça hep
okumalarda kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder