Merhaba; Taliban sanki Işid ve PKK terörünü çok kıskandı ve "hoop! Burada
ben de varım. Asıl terörist benim" der gibi Pakistan'ı Luna Parkı kana
bulamış. İçinde daha çok çocukların olduğu 69 kişiyi katletmiş. Sanırım çok
sayıda çocuk da vardır.
Bizde yargıtay başkanı ve iktidara yakın olan bir gazeteci son terör
saldırılarının ardından söyledikleri "Terörle yaşamaya alışmak
gerekir" dedikleri budur işte. Yani insanların en olağan yaşam
alanlarında, çoluk çocuk eğlenmek için gittiği eğlence yerlerinde, alış veriş
için gittikleri pazar yerlerinde veya ibadet yaptıkları yerlerde çoluk çocuk
kadın erkek cinsiyet fark etmeden katledilirken halkın tepki vermeyip sinmesi
veya sindirilmesi.
Geçtiğimiz yıl Kanada'nın Halifaks kentinde toplanan "Teröre karşı
Uluslararası Güvenlik Zirvesinde" de buna işaret edilmiş "önümüzdeki
süreçte terör sıradan kitlelerin kalabalıklar oluşturduğu metro, tren benzeri
yerleri hedef alacak" şeklinde tespitte bulunmuşlardı.
Oysa Pakistan'da Taliban'ın Luna Parkta düzenlediği katliam gibi
toplumları sindirip dikta rejimlerine zemin hazırlama amacıyla gerçekleşen
kitle katliamları o bölgede, Ortadoğu'da olağan haller olarak yaşanması,
kitlelerin terörü gündelik hayatın ritüelleri olarak kabul etmesi çok yıllar
önceden bu yana zaten yaşanıyor.
Kanada'da Halifaks'ta toplanan güvenlik zirvesinin işaret ettiği de zaten
bu katliamlar değil. Onların işaret ettiği Paris veya Brüksel'de yaşanan
katliamlara benzer katliamlar.
Çünkü oralarda yaşayan halk için terör saldırıları çok sıra dışıdır. Onun
için örneğin Paris ve özellikle Brüksel saldırısında bütün Avrupa ve ABD ayağa
kalktı.
Sanki ilk kez böyle bir şey yaşamış veya böyle bir şeyi duymuş gibi hayret
ve şaşkınlıkla; ama kitlesel demokratik tepkiler gösterildi.
Oralarda gerçekleşen terör saldırıları Pakistan bölgesinde veya
Ortadoğu’da veya Afrika ülkelerindeki terör saldırılarının amaçladığı gibi
kitleleri sindirip demokrasiyi, hukuku boşveren diktatörlükler için zemin
hazırlamak değildir.
Öyle bir şeyi amaçlasalar da zaten sonuç alamazlar.
Çünkü oralarda halkın demokratik duyarlılıkları öteden beri kökleşmiş ve
kurumlaşmıştır. Onun için oralarda yönetenler terör saldırılarının ardından
yayın yasağı getiremezler. Olayların üstünü hiçbir şekilde örtemezler. Oralarda
terör saldırıları hayatın olağan akışı içinde diğer olaylarda olduğu gibi hukuk
yoluyla soruşturulur. ‘Ne olup bitiyorsa?’ medya kanalıyla bilgiler halka doğru
olarak yansıtılır. Halk, devlet birlikte teröre karşı duruş gösterirler.
Oralarda terör saldırıları daha çok terör örgütlerinin ismini duyurmak için
veya oradaki devletlerin kendilerine yönelik silahlı müdahalesine karşı intikam
amacıyla yapılır.
Ama yukarıda işaret ettiğim gibi Pakistan, Hindistan, Bengaldeş,
Afganistan başta olmak üzere o bölgede, Ortadoğu’da terör saldırılarının tek
amacı vardır. Kitleleri yıldırıp demokratik tepkilerde ve demokrasi yolunda
buluşmasını engellemek…
Onun için oralarda halk ‘teşbihte hata olmaz’ hayvan sürüleri gibi teör
saldırılarına tepki vermeden yaşama gayreti içindedir. Terör saldırıları
arttıkça daha sinerler ve terörle yaşamaya alışmaya çalışırlar. Tıpkı Afrika
vahşi doğasında hayvan sürülerinin Mara nehrini geçerken Timsah saldırılarına
ve Aslan, Sırtlan saldırılarına, o sırada verdikleri telefe aldırmadan nehri
geçip hedefteki otlağa ulaşmak için verdikleri mücadele gibi.
Türkiye yakın zamanda dört büyük terör saldırına uğradı. Türkiye henüz
bütün özellikleriyle Ortadoğu ülkelerine benzemedi. Halkı henüz terörle
yaşamaya razı değil.
Eğer yönetenler bu saldırılarda olduğu gibi iletişimi engelleme, yayın
yasağı, haberleri karartma gibi huylarını terk edip girmeye çalıştıkları Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi terör saldırılarına halkıyla dayanışma içinde
demokratik tepkilerle karşı koymaya yönelmezlerse, “senin teröristin kötü,
benim teröristim iyi” deyip terör saldırılarına toplu dayanışma içinde
olunmazsa Türkiye’nin tıpkı Pakistan bölgesinde veya Ortadoğu ülkeleri halkı
gibi sinerek veya Mara nehrini geçmeye çalışan sığır sürüleri gibi sadece
kendini kurtarmayı seçmeye yönelmesi; kısacası terörle yaşamaya alışmasının eli
kulağındadır.
En son Brüksel’de Işid ve Pakistan’da Taliban’ın gerçekleştirdiği terör
saldırıları beni böyle düşündürdü.
Umarım düşüncem yanlış anlaşılmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder