4 Temmuz 2017 Salı

RUS basını "RUSYA Afrin'de Türkiye'ye destek olacak. Harekatın adı "FIRAT kılıcı olacak"





Merhaba; Türkiye Afrin'e harekata hazırlanıyormuş.
İktidar sözcüleri "Türkiye'nin sınırlarına nereden kimden gelirse biz gereğini yapar; sınırlarımıza yönelik tehdidi defederiz" anlamında açıklamalar yapıyor.
Bir ülkenin sınırlarını korumak o ülkenin öncelikli görevidir ve sınırlarını korumak için savaşması da hak ve görevdir.
Ortadoğu bilinen Gayya kuyusu.
Vahşi belgeselde olduğu gibi oraya iki iri anakonda "Rusya ve ABD" çöreklenmiş.
Bu ülkeler öteden beri çıkarları için bölge ülkelerini birbirine kaşı kışkırtma ve düşmanlaştırıp yeme politikası izler.
Bu emperyalist ülkelerin temel ilkesidir. Bunun için bölge ülkelerindeki iktidarları bir şekilde ağına düşürüp onun vasıtasıyla bu politikayı uygularlar.
Bilindiği yaklaşık altı yıldır yaşanan bir Suriye gerçeği var. Türkiye'de iktidarın kendisinin de kabul ettiği gibi “yanlış bir Suriye politikası” izleyip Ortadoğu batağına bulaştı; gerçi sonradan bu yanlış politika Feto terör örgütüne ihale edilse de çok büyük mülteci akınıyla Türkiye; Türkiye Halkı bu yanlışın çok büyük ceremesini çekti; hala çekiyor.
Türkiye Suriye politikasında Rusya'yı da karşısına alan ‘sonra pişman olunan’ politikasının olumsuz sonuçlarından kurtulmak için konuyu uluslararası platforma taşıyarak içine düşürüldüğü sorunu çözme çabasında Avrupa'dan Asya'ya Astana'ya kadar uzanan bir dizi toplantılar düzenlendi; henüz sonuç alınamadı; alınamazdı da. Çünkü bu konuyu kaşıyıp sürekli sorun olarak Ortadoğu ülkelerini rahatsız etme amacında Rusya ve ABD birbiriyle zaman zaman dünya kamuoyu önünde sertleşse de kendi aralarında uzlaştıkları politikayı adım adım uygulamaya sokarlar.
Son olarak Rusya Suriye yönetiminden yana açık tavır alırken ABD Işid'le bahane adı altında PYD isimli örgütü kullanmayı tercih etti.
Aslında PYD daha önce bir denge politikasıyla Rusya ile de iyi ilişki içinde bu işi götürüyordu; ama ipler emperyalist ülkelerin elinde oldukça kullandıkları kuklaları istediği gibi oynatırlar.
Anlaşılan Rusya PYD yi ya temelli ABD'ye kaptırdı; ya da bizim oralarda "cingen gavgası denen" her şeyin birbirine karıştırıp ABD ile Ortdaoğu'nun zenginlikleri konusunda pazarlıkta koz elde etmeye çalışıyor.
Ortadoğu'da bu işler için kullanılan en uygun halk da Kürt halkıdır.
Öteden beri Irakta Talabani ve Barzani'yi kullanan tahterevalli politikası uygulandı. Bu Barzani Rusya'ya dönerse Talabani ABD ye yaklaştı; ya da tersi olursa Talabani Rusya'ya Barzani ABD'ye yanaşan bir politikaydı.
O sıralar ABD süper güçtü. Rusya'nın tepkisine aldırmadan 'sonradan yalan olduğu anlaşılan' "Saddam Kimyasal silah kullanıyor" deyip Irak'ı işgal edip böldü. Bölünen parçadan tepe tepe kullandığı Kuzey Irak Kürt yönetimini çıkardı. Yani yıllardır birbirine karşı kullanılan Barzani ve Talabani aşiretlerini bir potada eritti; ama bu savaş ABD ye pahalıya mal olmuştu; ayrıca bu sırada Rusya’da bölgede güçlü olarak belirmişti.
Bu gelişmelerin ardından başlayan Suriye yangınında Türkiye’yi ABD nin aldattığını cumhurbaşkanı “Obama bana yalan söyledi” diye ifade etti.
Suriye çok farklı bir ülke. Bu ülkedeki Esad yönetimini Irak vb ülkeler gibi bir yumrukta veya kurgulanan oyunla devirmek kolay değildir. Çünkü Suriye’de bir partinin, bir etnik kimliğin iktidar yok. Suriye’de adına “Suriye Ortadireği” denen farklı inançlara mensup kesimlerin ittifakı üzerine oturan bir yönetim var. Yani farklı inançların ittifakı bozulmadan Saddam’ı devrimek kolay değil.
Bunun böyle olmadığını ABD Tunus’tan başlattığı Arap baharı rüzgarıyla Mısır’a kadar gelip; Suriye’de frene basmak zorunda kalarak anladı ve plan değişikliğiyle Türkiye’yi de kullanarak Suriye’de kendine muahlif olan İran’a yakın Rusya ile iyi ilişkiler içindeki Esad rejimini cezalandırıp hizaya getirmek istedi.
Ancak yukarıda yazdığım gibi Suriye Ortadoğu batağının tam göbeği. Yani oraya girip, devirip çıkıvermek öyle çok kolay değil.
Uzatmadan yazarsam bunun böyle olduğu yaşandı görüldü.
Sonunda ABD hep yaptığı gibi bu ülkedeki Kürt kartını oyanamayı denedi; ancak adı PYD olan yapı öyle bağımsızlık yanlısı değil Suriye yönetimiyle uyumlu Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde özerk bir yönetimden yana.
PYD bu politikasıyla ABD’ye çok ters geldi; çünkü PYD Barzani’nin öteden beri kendini kullandırarak hayal ettiği bağımsız Kürdistan politikasına “hayır biz Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde kalan özerk yönetimden yanayız” deyip bir yerde karşı çıktı. Kürtlerin uluslaarası toplantılarına delege vermedi.
O sıralar sık sık Davutoğlu Suriye’de PYD yi yanına çekmek için sık sık PYD eşbaşkanı Salih Müslim’i Türkiye’ye çağırıp görüştü; ama PYD eşbaşkanı Salih Müslim her defasında “biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Saddam’ı beğenmiyoruz; ama onu devrimek Suriye Halkının görevi” diye bu tekliflere karşı çıktı.
ABD “Sen misin öyle diyen” deyip bilinen Kobani’nin Işid kuşatması altına sokulup PYD’yi sıkıştırıp bir yandan Barzani’ye yanaştırırken öte yandan kendi önünde diz çöktürme projesini devreye soktu.
O sıra çok olay oldu. PYD klasik Kürt politikası olan “varlığını korumak için güçlü ülkeler arasında denge politikası” oynamaya soyundu. Epeydir de oynuyordu. Bir yandan ABD bir yandan Rusya PYD nin etkin olduğu alanlarda üsler kurdu; o üsleri Suriye ve Ortadoğu politikalarında birbirine karşı kullanmaya başladı.
Şimdi anlaşılan Rusya yeni bir taktikle PYD yi dize getirmek için politika geliştirdi; Türkiye’nin sınır güvenliği hassasiyetini kullanarak yeni bir planı uygulamaya sokuyor; yani öteden beri Türkiye’nin Suriye içine karışmasına karşı çıkarken şimdi Türkiye’nin Afrin’e saldırtma politikasını devreye sokuyor.
Yukarıda da yazdım. Türkiye’nin sınır güvenliği çok önemli. Türkiye sınır güvenliğini sağlamak için her türlü hassasiyeti gösterip gerekeni yapar yapmalıdır; ama bu gelişme yukarıda yazdığım gibi ABD ve Rusya’nın “kedi-fare” politikasının sonucuysa “korkarım bu Rusya ve ABD çıkarları için Türkiye’nin başına çorap örme” politikası olarak Türkiye’ye Türkiye Halkına yeni çok büyük bedeller ödetecektir.
Umarım bu kez iktidar dış politikayı iç politikaya malzeme yapmaktan vazgeçip doğru bir dış politika izleyip kendinin ve ülkenin ateşe atılması karşısında gerekli adımları atacaktır.
Çünkü bu işin “Yoksa!” YOK. Bu işlerin “yoksası boktur.
Bugün ekranlara düşen Türkiye’nin sınır güvenliği için Afrin’e harekata hazırlanıyor” haberi bende yukarıda yazdığım düşünceleri uyandırdı. Onu ifade ettim.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder