Herkes toplanmıştı orada
Kadın erkek hep birlikte;
Gülüp oynuyorlardı el ele.
Büyük bir neş’ e vardı
meydanda.
Öte yanda da;
Birileri, birinin etrafında
Toplanmıştı çepeçevre.
Sorular soruyorlardı ona.
Sorulan adam anlaşılan
Onlardan biri değildi.
Söylediğine göre çok
uzaklardan gelmişti.
Sanki zamanlar öncesinden
gibiydi
Ancak belli ki
Boş biri değildi
Çok şeyler biliyor gibiydi
yani
Ama çok bitkindi
Oradakilerden biri
“Hey! Bırakın soru sormayı;
Adam önce soluklansın ” dedi
Bu söz üzerine adam gülümsedi
“Çok sağ olun” dedi
Ve devam etti
“Hele bir soluklanayım.
Sonra bildiğim her şeyi
Anlatırım size”
Adam öyle deyince
“Peki” dediler ona
Birileri girdi onun koluna,
“Gel beyefedi önce bir yüzünü
yıka”
Adam çok memnun düştü
peşlerine
Götürdükleri yerde
Çömeldi yere
Sonra
Su aldı avuçlarına
Suyu çarpa çarpa yüzünü
yıkadı
Sonra bir dolu suyla ağzını
çalkaladı
Sonra tükürdü yere
Anlaşılan rahatlamıştı
Derinden bir ‘oohh!’ çekti
Bu öyle bir ‘oh’ tu ki
Sanki
Çok zamanlardan ötesinde
Bir yerlere seslenmişti.
Sonra koluna giren biriyle
Döndü geldikleri yere
Bir sandalye verdiler altına
“Anlat!” dediler, “her şeyi
anlat ama.
Çünkü sen bizi çok
meraklandırdın
Kimsin? Nesin? Nerelisin?
Anlat bize nereden geldin?”
Adam acı acı gülümsedi önce
Sonra gülümseme birden
Donup kaldı yüzünde
Sonra durgunlaşıp gitti
Çok hafif bir sesle
“Çok sağ olun” dedi,
“Sayenizde serinleyip biraz
dinlendim
Şimdi de anlatıp merakınızı
gidereyim”
Öyle dedi;
Sonra yine uzaklara daldı
gözleri
Aklı zamanlar ötesindeydi
sanki
“Ben çok uzaklardan geldim”
dedi
Ötekiler sabırsızlanmıştı
“Belli!” dediler “uzaklardan
geldiğin çok belli.
Sen bırak onu şimdi;
Kimsin? Ne iş tutardın
uzaklarda?
Neciydin oralarda?”
Adam bu soruyla daha çok
durgunlaştı
“Sonra” dedi
“Oralarda
Aydın derlerdi bana”
Anlamamıştı oradakiler
Bakıştılar birbirine
İçlerinde en meraklı kişi
“Anlamadık; orası neresi?
Aydın da neymiş?” dedi
Adam cevap verdi
“Orası’ dediğim geldiğim
yerdi
Benim orada görevim
Halkımı aydınlanmaktı
Yani onlara bilgi vermekti
Ve bir de tehlikelere karşı
uyarmaktı.
Bizim orada bu yapılan işe
‘Halkı aydınlatma’ derler
Bu işi yapana da ‘Aydın’
denirdi
Beni de ‘aydın kişi’
bilirlerdi”
Merakla sordular oradakiler
“Kimden? Hangi tehlikeden?”
dediler
O yeniden derin bir iç çekti
Sonra
“Her şeyden” dedi
Merakları artmıştı oradakilerin
“Peki sen yapabildin mi
görevini?
Onları beklerken tehlikeler
Korumak için onlara verdin
mi?
Vermen gereken bilgileri”
O yine çok derinden bir iç
çekti.
“Zaten içimi yakan dert de o
ya!” dedi
Ve başladı anlatmaya
“Bir gaflet bastı beni
İnandım yalana dolana
Önce kendimi kandırdım.
Sonra da yalan yanlış
bilgilerle
Onları inandırdım.
Yani görevime ihanet ettim”
dedi.
Ve birden ağlamaya başladı
Gök gürler gibiydi hıçkırıkları
Çağlayan seller gibi
Yanaklarından aktı
Kanlı gözyaşları
Oradakiler ne diyeceklerine
Ne söyleyeceklerine
Çok şaşırdılar tabi.
Çünkü ona çok acımışlardı
Sonra birden irkildiler
Hızla yanından çekildiler
Çünkü içlerinden biri
“İhanet!” diye bağırmıştı
Ötekiler onu anlamamışlardı
Bağıran devam etti
“Tabi sizler bilmezsiniz
ihaneti
Bu illet çok bulaşıcıdır
Önce birine bulaşır
Tabi sonra da herkese
Önce haliyle
Rahatlatır bulaştığı kişiyi
Ama ondan sonra başlar asıl
marifeti
Önce gözünü körleştirir
Sonra lal eder dilini
Sonra kişiliğini eritir
En sonunda onu köpekleştirir”
“Aman!” dedi
“Sakınalım bu adamdan
kendimizi.
Sonra kendi gibi;
Köpekleştirmesin bizi”
O adam öyle deyince
Çalgılar sustu önce
Sonra oynayanlar durdu
yerinde
Çünkü şaşırmıştı hepsi
Az önce acıdıkları kişiden
Tiksindi hepsi birden
Ona ne yapacaklarını
Şaşırmışken bakınırken
İçerinden biri
“Aman!” dedi.
“Aman! Buradan uzaklaşalım
Onu da kendi haline bırakalım”
İçerinden başka birisi
“Olmaaz!” dedi,
Sonra bize bulaştırır ihaneti
Onun için hemen onu öldürelim”
dedi
Başka birisi
“Bakın hastalık hemen
bulaşmaya başladı
Öldürme nedir? Bilmezken
İçimizden birisi
Onu öldürelim dedi
Onun için benim önerim
Onu bırakalım kendi halinde
Yanından uzaklaşırken de
Yiyecek içecek verelim
Sonra ‘Git buradan’ diyelim.
Çekip gitsin yoluna”
Sonunda
Hepsi “evet” dedi bu teklife
Geldiği yerde
Ona güvenenlere
İhanet edip yalan bilgi veren
bu kişi
Aldı verilenleri
Başı önünde teşekkür etti
Çünkü utanç içindeydi
“Hoşça kalın” bile diyemedi
O utançla
Bilmediği yeni diyarlara
Devam etti yoluna...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder