9 Şubat 2017 Perşembe

O MEĞERSE


Herkes toplanmıştı orada
Kadın erkek hep birlikte;
Gülüp oynuyorlardı el ele.
Büyük bir neş’ e vardı meydanda.
Öte yanda da;
Birileri, birinin etrafında
Toplanmıştı çepeçevre.
Sorular soruyorlardı ona.
Sorulan adam anlaşılan
Onlardan biri değildi.
Söylediğine göre çok uzaklardan gelmişti.
Sanki zamanlar öncesinden gibiydi
Ancak belli ki
Boş biri değildi
Çok şeyler biliyor gibiydi yani
Ama çok bitkindi
Oradakilerden biri
“Hey! Bırakın soru sormayı;
Adam önce soluklansın ” dedi
Bu söz üzerine adam gülümsedi
“Çok sağ olun” dedi
Ve devam etti
“Hele bir soluklanayım.
Sonra bildiğim her şeyi
Anlatırım size”
Adam öyle deyince
“Peki” dediler ona
Birileri girdi onun koluna,
“Gel beyefedi önce bir yüzünü yıka”
Adam çok memnun düştü peşlerine
Götürdükleri  yerde
Çömeldi yere
Sonra
Su aldı avuçlarına
Suyu çarpa çarpa yüzünü yıkadı
Sonra bir dolu suyla ağzını çalkaladı
Sonra tükürdü yere
Anlaşılan rahatlamıştı
Derinden bir ‘oohh!’ çekti
Bu öyle bir ‘oh’ tu ki
Sanki
Çok zamanlardan ötesinde
Bir yerlere seslenmişti.
Sonra koluna giren biriyle
Döndü geldikleri yere
Bir sandalye verdiler altına
“Anlat!” dediler, “her şeyi anlat ama.
Çünkü sen bizi çok meraklandırdın
Kimsin? Nesin? Nerelisin?
Anlat bize nereden geldin?”
Adam acı acı gülümsedi önce
Sonra gülümseme birden
Donup kaldı yüzünde
Sonra durgunlaşıp gitti
Çok hafif bir sesle
“Çok sağ olun” dedi,
“Sayenizde serinleyip biraz dinlendim
Şimdi de anlatıp merakınızı gidereyim”
Öyle dedi;
Sonra yine uzaklara daldı gözleri
Aklı zamanlar ötesindeydi sanki
“Ben çok uzaklardan geldim” dedi
Ötekiler sabırsızlanmıştı
“Belli!” dediler “uzaklardan geldiğin çok belli.
Sen bırak onu şimdi;
Kimsin? Ne iş tutardın uzaklarda?
Neciydin oralarda?”
Adam bu soruyla daha çok durgunlaştı
“Sonra” dedi
“Oralarda
Aydın derlerdi bana”
Anlamamıştı oradakiler
Bakıştılar birbirine
İçlerinde en meraklı kişi
“Anlamadık; orası neresi?
Aydın da neymiş?” dedi
Adam cevap verdi
“Orası’ dediğim geldiğim yerdi
Benim orada görevim
Halkımı aydınlanmaktı
Yani onlara bilgi vermekti
Ve bir de tehlikelere karşı uyarmaktı.
Bizim orada bu yapılan işe
‘Halkı aydınlatma’ derler
Bu işi yapana da ‘Aydın’ denirdi
Beni de ‘aydın kişi’ bilirlerdi”
Merakla sordular oradakiler
“Kimden? Hangi tehlikeden?” dediler
O yeniden derin bir iç çekti
Sonra
“Her şeyden” dedi
Merakları artmıştı oradakilerin
“Peki sen yapabildin mi görevini?
Onları beklerken tehlikeler
Korumak için onlara verdin mi?
Vermen gereken bilgileri”
O yine çok derinden bir iç çekti.
“Zaten içimi yakan dert de o ya!” dedi
Ve başladı anlatmaya
“Bir gaflet bastı beni
İnandım yalana dolana
Önce kendimi kandırdım.
Sonra da yalan yanlış bilgilerle
Onları inandırdım.
Yani görevime ihanet ettim” dedi.
Ve birden ağlamaya başladı
Gök gürler gibiydi hıçkırıkları
Çağlayan seller gibi
Yanaklarından aktı
Kanlı gözyaşları
Oradakiler ne diyeceklerine
Ne söyleyeceklerine
Çok şaşırdılar tabi.
Çünkü ona çok acımışlardı
Sonra birden irkildiler
Hızla yanından çekildiler
Çünkü içlerinden biri
“İhanet!” diye bağırmıştı
Ötekiler onu anlamamışlardı
Bağıran devam etti
“Tabi sizler bilmezsiniz ihaneti
Bu illet çok bulaşıcıdır
Önce birine bulaşır
Tabi sonra da herkese
Önce haliyle
Rahatlatır bulaştığı kişiyi
Ama ondan sonra başlar asıl marifeti
Önce gözünü körleştirir
Sonra lal eder dilini
Sonra kişiliğini eritir
En sonunda onu köpekleştirir”
“Aman!” dedi
“Sakınalım bu adamdan kendimizi.
Sonra kendi gibi;
Köpekleştirmesin bizi”
O adam öyle deyince
Çalgılar sustu önce
Sonra oynayanlar durdu yerinde
Çünkü şaşırmıştı hepsi
Az önce acıdıkları kişiden
Tiksindi hepsi birden
Ona ne yapacaklarını
Şaşırmışken bakınırken
İçerinden biri
“Aman!” dedi.
“Aman! Buradan uzaklaşalım
Onu da kendi haline bırakalım”
İçerinden başka birisi
“Olmaaz!” dedi,
Sonra bize bulaştırır ihaneti
Onun için hemen onu öldürelim” dedi
Başka birisi
“Bakın hastalık hemen bulaşmaya başladı
Öldürme nedir? Bilmezken
İçimizden birisi
Onu öldürelim dedi
Onun için benim önerim
Onu bırakalım kendi halinde
Yanından uzaklaşırken de
Yiyecek içecek verelim
Sonra ‘Git buradan’ diyelim.
Çekip gitsin yoluna”
Sonunda
Hepsi “evet” dedi bu teklife
Geldiği yerde
Ona güvenenlere
İhanet edip yalan bilgi veren bu kişi
Aldı verilenleri
Başı önünde teşekkür etti
Çünkü utanç içindeydi
“Hoşça kalın” bile diyemedi
O utançla
Bilmediği yeni diyarlara
Devam etti yoluna...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder