27 Ekim 2017 Cuma

CUMHURİYET KUTLAMALARINI BOŞ VERİP SULTAN REŞAD'I ANMAK


[Haber görseli]


Merhaba; Türkiye Cumhuriyetin 94. kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken Meclis Başkanı İsmail Kahraman "Sultan Reşad'ı ve dönemini anmak için Uluslararası sempozyum düzenliyor ve Cumhuriyeti kutlama davetiyeleri yerine bu sempozyumun davetiyelerini parlamento üyelerine kendi uygun gördüğü yerlere gönderiyor.
Tarihte yer alan padişahları 'eğer değiyorsa' anmak ve tarihi geçmişimizi bir şekilde hatırlamak gerekli olabilir; hatta gereklidir de; ama Sultan Reşad'ı anma toplantısını Cumhuriyetin kuruluş yıl dönümü anmalarına denk getirmek belli bir anlayışın ürünüdür.
Bu anlayış Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana 'yönetimde dinin mi?' yoksa 'Çağdaş değerlerin ve aklın mı?' egemen olması gerekir mücadelesinin günümüzde devamını temsil ediyor.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Mustafa Kemal ve ekibine iktidarı kaybedenlerin mücadelesi o yıllardan bu günlere hiç durmadan devam edip geldi ve bugün dinin devlet yönetimine referans olmasını isteyenler 'kendilerince' amaçlarına ulaştıklarını düşünerek böyle davranıyor.
Yarın Cumhuriyeti kutlamaya hazırlananlar 29 Ekim 1923 den bu yana süren bu iktidar mücadelesini doğru anlayamazsa bugün iktidar olanların ve onların eteğine tutunmuş olanların esas amaçlarının ne olduğunu da anlayamazlar.
Siyaset ancak kendi gerçeğinde doğru değerlendirilerek yapılırsa o ülkenin aydınlık geleceğine uygun sonuç alınabilir.
Yok 'kayıkçı kavgalarına kapılıp' gündemi kişisel hırs veya özlemlere göre değerlendirmeler öne çıkarsa içinde yaşadığımız ülkenin ve Türkiye Halkının başına çorap örmek isteyen emperyalist çevrelere işçilik yapmış olunur.
Çünkü Ortadoğu çok netameli bir bölge. Bu bölgedeki enerji kaynaklarını ve bunların dağıtım yollarını kontrol altına alıp dünya ekonomisi üzerinde etkin olmak isteyen başta ABD olmak üzere Rusya ve ABD nin ortağı AB ülkeleri bu bölgede iktidar oyunu kurarken mutlaka bu oyunda Türkiye'ye de rol vermeyi düşünür ve ister.
Onların bu konuda en büyük handikabı Türkiye'de demokrasinin ve hukukun egemen olduğu parlamenter demokrasinin güçlü bir şekilde varlığıdır.
1960 yılındaki askeri darbenin ardında yatan gerçek 1950 yılında çok partili demokrasi deneyimi yaşayan Türkiye'nin bu başarıyı devam ettirip Ortadoğu ülkelerine 'kötü' örnek olmasıydı. Bunun önüne geçmek için 1960 yılında genç demokrasimizi boğsalayıp askeri darbelerin adeta alışkanlık haline gelmesini sağladılar.
Siz bakmayın AB nin Türkiye'ye demokrasi adına dayatmalarına. Onlar kendi kamu oylarına karşı zevahiri kurtarmak için öyle davranıyorlar.
Yoksa bilindiği gibi adım adım mevcut demokrasiyi rafa kaldırdığı cümlenin malumu ‘iktidar çevrelerinin de zaman zaman itiraf ettiği gibi’ AKP iktidarı sıkıştığında ona kol kanat germekten hiç geri kalmıyorlar.
Sonuç olarak diyeceğim; kutlamaya hazırlandığımız Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana süreci ve toplumsal gerçeğimizi doğru kaynaklardan öğrenip bilgilenmek bir yurttaşlık görevidir.
Öteki gibi Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana süreç ve toplumsal gerçekler hakkında doğru bilgi sahibi olmadan 94. kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlandığımız Cumhuriyeti eleştirmek de savunmak da bana göre sadece yobazlıktır.
Meclis Başkanının Cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünü boş verip Sultan Reşat'ı anma toplantısına ağırlık vermesi bana bunları düşündürdü. Buradan ifade etmek istedim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder