Merhaba;
Sayfama düşen paylaşımlardan anladığım hemen herkes laikliğin tehlikede olduğunun farkında; herkes hem fikir ve toplumsal aydınlanmadan yana gibi.
Laiklik konusu uzun bir konu. Onu geçelim.
Ancak aydınlanma dediğimiz evlere alınacak çok ışıklı ampullerle olmuyor. Zaten o ampul iflahımızı kesiti.
Uzatmadan yazayım. Çocuklar yaz tatiline girdi. Onların gönlünce tatil yapması en doğal hakkı.
Sayfama özellikle torun tombalakla verilen pozlar düşüyor. Tabi küçük çocuğu olanlar da onlarla poz verip gülücüklü mutluluk pozları veriyor.
Onlara mutluluk veren torun tombalak ve çocuklarıyla mutluluk pozu veren herkes kendine sorsun bakalım. Torun ve çocuklarının ellerine birer akıllı telefon tutuşturmayı mı seçmişler? Yoksa onlara tıpkı diş fırçalama alışkanlığı gibi kitap okuma alışkanlığı mı kazandırmışlar?
Yani laiklikten yana gelecek endişesi duyanlar olarak ‘torunlar ve çocuklar diş fırçalama, yemek yeme alışkanlığı gibi kitap okuma alışkanlığı kazandılar mı?’ veya ‘biz bunu önemsedik mi?’ diye sorsunlar kendilerine
Bu sorunun cevabına “evet” diyorlarsa; o arkadaşlar laiklik ve toplumsal gelecekle ilgili kaygılarında samimi demektir ve her türlü saygıya layıktırlar. Eğer toplumun çoğunluğu için bu sorunun cevabı "evetse" ‘emin olsunlar’ gelecekten çok kaygılanmalarına gerek yok.
Buradan bakınca aydınlanma için tek tek kaygılarımızı toplumsal kaygıya dönüştürme gibi zorunluluğumuz ortaya çıkıyor. Çünkü tek mum veya ampul sadece olduğu yeri aydınlatır.
Bu nedenle toplum olarak çocuklarımızın geleceğine yönelik kaygıları gidermede çoğalmak için yaz tatili boyunca keyif yaparken torun ve çocuklarımızla eğlenirken tıpkı imrendiğimiz aydınlanmış toplum fertleri gibi mutlaka yanımıza kitap da alalım. Çünkü çağdaş toplumlarda tatil dediğin deniz, güneş ve kitapla hoş olur.
Yani diyeceğim yaz tatilinin tadını hem çağdaş insana yaraşır bir şekilde çıkarıp hem de geleceğimiz olan çocuklarımız için; onların geleceği için kaygılarımızı gidermek istiyorsak bu tatil boşluğundan yararlanıp her yerde her ortamda mutlaka çocuklarımıza kitabı sevdirmeyi; onlara kitap okuma alışkanlığı kazandırmayı iş edinmeliyiz.
Çünkü onların aydınlık geleceği için onlara en faydalı davranışımız bu olur; onları teknoloji ürünü akıllı telefon, laptop benzeri aletlerin görgüsüzü yapmak değil.
Eğer bu görevimizi "bizim çocuk" veya "torun biraz yaramaz. Söz dinlemiyor, başka çocuklara benzemiyor" gibi mazeret üreterek savsaklıyorsak veya bu sorunla hiç ilgilenmiyorsak; o zaman hiç kıvırtmayalım. Çünkü çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği bizim için çok önemli değil demektir.
Öyle olunca boş verelim onların geleceği için kaygılanıyormuş numaralarını "elle gelen düğün bayram" deyip hep bir birlik bakın keyfinize. Cümbür cemaat denizin falan keyfini çıkarın.
Çünkü 'ne olur? Ne olmaz?' ileride biz de onlar da bir daha zor buluruz böyle ortamları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder