17 Ocak 2017 Salı

BİR SİNCAP GİBİ MESELA


Merhaba; dün gece belgesel izlerken Nazım Hikmet’in “yaşama dair” şiirinde “yaşamayı ciddiye alacaksın” dedikten sonra verdiği örneklerden “mesela bir sincap” gibi sözleri aklıma geldi.

Bilirsiniz yılanların doğal menülerinde bütün kemirgenler gibi sincaplar da vardır; hatta belki lezzetli olduğu için yılanın önde gelen yemeklerindendir sincap. Bende bunu böyle bildiğim için belgeselde sincabın yılana kafa tuttuğunu görünce şaşırdım tabi.

Engerek gibi bir yılan sincaba hücum ediyor. Sincap kaçacağına zıplayıp yılanın kafasına bir kakmak atıyor. Acayip bir şeydir av ve avcının kıyasıya savaşı; ama bu savaşta av avcı tarafından yenmemek için savaşır. “O zaman bu sincaba noluyor da? Fırlayıp kaçmıyor; kendine saldıran yılanın saldırını savuşturduktan ona niye hücum ediyor?” işte zurnanın zırt dediği delik gibi sincabın savunma nedenini anladım. 

Sincap yılanla ‘bir yiyecek olup olmayacağı kavgasını değil’ yaşamak kavgası veriyordu. Yani Nazım Hikmet’in dediği gibi ciddiye almış savaşıyordu; çünkü hemen ileride kovuğun içinde sincabın iki yavrusu korkuyla titreşip analarının kavgasını izliyordu. Onları görünce "haa!" dedim ve 'ağzı açık kalmış ayran budalası gibi' ağzım açık o kavgayı izlemeye başladım.

Ya arkadaş! sincap yılana “benim ölümü çiğnemeden yavrularımı yedirmem sana” der gibi savaşıyordu. Sincabın saldırıdan sonra sıçrayıp kafasına bir tokat atmasından yorulan yılan ‘baktı burada pabuç pahalı’ sincaba baktı ve büzüldü ve geriye kaçıp gitti.

Sanırım yılan bu sırada içinden “ben buna teslim olmazdım ya!” diye söyleniyordu. Öyle veya yılan kaçıp giderken sincap yılanın arkasından "yaşamayı ciddiye alıp ‘ölümüne savaşarak’ yavrularını yılana yem etmemenin haklı gururuyla" baktı; sonra sıçrayıp yavrularının yanına gitti. 

Bu görüntüyü başka izleyen de mutlaka vardır. Yutupta falan var. 

Valla aynen böyleydi durum ve sincap-yılan savaştı. Kazanan sincap oldu.

Belgesel izlerken içimden “biz bu alemden öğrenecek çok şey var; sanırım kendimizi onlardan üstün gördüğümüz için onların bu davranışlarını “iç güdüsel” deyip gülüp geçiyoruz. Ama vahşi doğada yaşam kavgasının dayanılmaz örneklerine bakınca bence asıl içgüdüsel davranan; yani içgüdü olarak var olan çalıp, çırparken; çocuklarının geleceğini düşünmeden doğayı, vahşi doğayı katleden; yakıp yıkarken beynini kiraya verip iç güdüsel davranan asıl insan; yani biziz galiba" dedim

Pek çok hayvan davranışı gibi sincap yılan kavgasının; özellikle sincabın yavrularını ölümüne korumayı göze alması bende bu düşünceyi uyandırdı.

Bu yazıyı okuyan kişi iç güdüsel olarak yazdıklarıma “hikaye” demesin. Nationalcograpi kanalının belgesellerini izlesin. 

Bence özellikle şu sıra giderek cinnetleşen davranışlarla yaşamayı, yaşatmayı değil ölümü, ölmeyi, öldürmeyi öne çıkaran insanın, insanlığın o derslere çok ihtiyacı var. Çok ihtiyacımız var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder