Merhaba;
bugün 23 Ocak. Kazakistan'ın başkenti Astana'da adına ASTANA ZİRVESİ denen
toplantı başlıyor? Kimin kiminle temsil edilerek katıldığı belli değil; ama ilk günün havası
bir şekilde iç ve dış medyaya mutlaka yansıyacak.
"Mızrak
çuvala sığmaz" öz deyişi gibi ülkeler iç politikadaki gelişmeleri pekala
alalanıp bulalanabilir ve doğruların anlaşılması önlenebilir veya
zorlaştırılabilir veya zor zahmet bir yerlerde uzun süre saklanabilir.
Ama
dış politikada söylenecek yalan, yanlış bilgiler mızrağın çuvala sığmadığı gibi
çuvalın bir yerinden sivrilir çıkar.
Bunun
bölgemizde yakın tarihte en canlı örneği ABD nin Irak'ta "kitle imha
silahı ve nükleer silah üretiliyor” bahanesiyle Irak'ı işgal etmişti. Bunun
yalan olduğu "Irak yakıp yıkıldıktan sonra da olsa" ortaya çıktı.
Neyse
diyeceğim o değil. Bugün Türkiye'nin geleceği için en önemli gündem maddesi
referandum sonuçları olarak gösteriliyor. Elbet referandum sonucu Türkiye'nin
'sittin sene' geleceğini belirleme yetkisi niteliğinde ve çok önemli.
Bence
en az bu kadar önemli olan Türkiye'nin Astana görüşmelerinden gardı tümden
darmadağın olmadan "bugün cumhurbaşkanı dahil herkesin yanlış gördüğü
politika sonucu" bulaştığı Suriye ve Ortadoğudan bu bulaşıklıktan
olabildiğince arınmış bir sonuçla çıkması.
"Olabildiğince"
dedim. Çünkü Ortadoğu'ya daha doğrusu
Suriye'ye bulaşmanın sonucu başlayan mülteci akınının ülkenin Türkiye
ekonomisine yaptığı ekonomik ve sosyal tahribat; orada üreyen terörün
Türkiye'ye bulaşıklığı, Güney sınırımızda etnik kimlik ve inanç
farklılıklarımızı doğrudan etkileyen sonuçlarının güney sınırlarımızın
güvenliği açısından yarattığı olumsuzluklar öyle ‘az buz’ bulaşık sonuçlar değil
ve bu bulaşıklıklardan tümüyle arınmak ‘belki’ kuşaklar boyu sürecek ve bugün
bu zirvede Türkiyeyi temsil eden ve dünkü politikayı uygulayıp yukarıdaki
yanlışların sonuçlarının sorumlusu olan bir iktidarla AKP iktidarıyla bu süreç
götürülecek.
Yani
“anayasa değişikliği sonucu ne olursa olsun?” bu böyle.
Yani
en azından normal seçim zamanı olan 2019 yılı genel seçimlerine kadar bu böyle.
Yani
diyeceğim “anayasa referandumu sonuçları ‘sonuç ne olursa olsun’ Türkiye’de bir iktidar değişikliği sonucu vermeyecek.”
Referandum
sürecinin heyecanıyla “nerede hareket orada bereket” bakış açısıyla Türkiye'nin
siyasi gerçeği unutulur veya unutturulursa “bu ancak Türkiye'yi dış politika
açmazından sıkıştırıp alabora etmek isteyenlerin; yani ‘ham hum şaralop’
deyip ‘bütün geleceğimizle bizi yutmak isteyenlerin yoluna taş döşemek; yani işçilik
yapmak olur.”
İnternette
bugün toplanıp toplanmadığını araştırdığım ASTANA zirvesinin benim düşünceme
ilk yansıması bunlar.
Yani
diyeceğim nerede neyle meşgul olursak olalım gündemin gerçeklerinden
kopmadan ve yurttaş sorumluluğuyla gündemi takip etmek 'bence' doğru olandır.
Bu
düşüncenin ürettiği tespitleri kendi blogumda yazdım ve buradan paylaştım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder