2015 G 20 sonrası Radikal blogda yazdığım bir yazıyı aşağıda paylaştım
16.11.2015 19:33:47
- Merhaba; iki gündür üst üste yaşadığımız süreçle ilgili endişelerimi dile getiren yazı paylaştım. Bu yazıyı yazarken Güneydoğu'da PKK ile çatışma görüntüleri vardı.
- G 20 toplantısı sona erdi. Orada konuşulanların perde arkası henüz medyaya sızmadı. Ama alışılmışın dışında bu zirvede Suriye gibi bölgesel konunun çok gündeme gelmesi çok önemli...
- Radikal'de Murat Yetkin Radikal'de "Işid'e doğum sertfikası verenler" başlıklı yazısına başlarken "Paris katliamından sonra aynaya bakma zamanı: Batının müdahaleci küstahlığı ve selefi örgütlerle iştigali; İslam dünyasının da şiddeti haklı gören mazlumiyet psikolojisi, bağamları yanlış kurulmuş hak-batıl analayış ve mezhepçi saplantıları sıkı bir sorgulama gerektiriyor" dedikten sonra "Ortadoğu’nun her gün yaşadığı cehennemden bir sahnenin Paris’e taşınmış olması basit bir terör olayı değil. Durum çift yönlü bir sorgulamayı gerektiriyor. Müslüman dünya şiddetin kökleriyle, batı şiddetin tetikleyici ve güncel nedenleriyle yüzleşmek zorunda" demiş..
- Akıl yolu birdir derler... Murat Yetkin'in yazısı da o hesap. Işid'e yüklenmeden önce tarafların önce oturup "bu işin ben neresindeyim?" veya "neresindeydim?" diye sorgulamalarının tam zamanı. Çünkü küresel savaş ilan edilen bir düşman var karşıda.
- Zirvede Obama "Esad'sız çözüm" derken Putin "Dünya'da 40 ülke Işid'e finans desteği var. G 20 ülkeleri içinde Işid'i destekleyen var" demiş.
- Türkiye’nin uçuşa kapalı bölge; yani güvenli bölge isteği kabul edilmemiş. Türkiye ABD ile Işid'e karşı birlikte savaşacakmış.
- Ortadoğu tam bir batak… Zirvede ‘bu batağa büyük siyasi heveslerle dalan’ Türkiye'nin içinde bulunduğu bölge ülkeleri üzerinden bir pazarlığın döndüğü kesin; ama ne karar verildi?
- Bu sorunun cevabı için açık açık "şu karar verildi" demek zor; ama Türkiye’nin Suriye politikasında bir değişikliğe neden olacağı muhakkak. Özellikle Işid’e karşı ABD ile ortak mücadele başlı başına Türkiye için çok önemli.
- Türkiye’nin açıktan Işid’le mücadeleye girmesi bile başlı başına çok önemli; ama Türkiye bunu yapabilecek mi?
- Suriye batağından kilometrelerce uzakta Fransa bile Işid’le savaşın bedelini Paris saldırısıyla ödediğine göre Suriye’nin burnu dibinde Türkiye kendini koruyabilecek mi?
- Işid militanlarının Türkiye’de çok rahat yuvalandığı cümle alemin bilgisindeyken; daha yakın zamanda başbakan Ankara saldırısı sonrası açıklamasında Işid militanlarının uyuyan hücrelerini bildiklerini ve takip ettiklerini açıklamışken; şimdi bu hücrelerde uyuyanları Adıyaman’daki meşhur çay ocağı için ne işlem yapacak? Yapabilecek mi?
- Türkiye açıktan PKK saldırısıyla karşı karşıya… Şimdi birbirine düşman olduğu söylenen PKK ve Işid’e karşı mücadelesine bakınca bence işi çok zor. Hatay sınırının durumu malum… ABD PYD ile ilgili desteğinin süreceğini söylüyor. PKK'nın da PYD nin yanında savaştığı biliniyor.
- Yani Zirvede karar alıp Bölge ülkelerine belli konuları dayatmakla o konular hemen çözüme ulaşmıyor/ulaşamıyor..
- 7 Haziran seçim sonuçlarına saygı gösterip AKP CHP koalisyonu kurulabilseydi bu mücadele siyaseten daha kolaydı.
- Olmadı...
- Şimdi kendi iç kavgalarına gömülmüş bir muhalefetin bu konuda tavrı ne olacak? İktidar üzerinde etkili olabilecek mi? Muhalefetsiz ve ülkenin bütün sorunlarını üstüne yüklenmiş görünen iktidar başarılı olabilecek mi? Baskı altında olduğu cümle alemin malumu olan basının bu mücadeleye olumlu katkısı nasıl olacak? Her şeyi kamuoyundan gizleyerek, iktidarın her uygulamasına “padişahım sen çok yaşa” kulluğu içinde kamuoyundaki güveni yerlerde sürünen basınla halkın desteği nasıl alacak?
- Başbakan konuşmasında muhalefeti eleştirirken Fransa'yı örnek gösterdi.
- Fransa Işid saldırısı karşısında Işid’e savaş ilan ederken kamuoyunun ve medyanın desteğini çok önemsediğini söyledi. Bir şey daha söyledi. Alınan önlemlerin basının özgür haber almasını önlemeye yönelik olmayacağını; Fransa’nın laik demokratik olma kimliğini hiçbir saldırının ve savaşın bozamayacağını söyledi.
- Zirve sona erdi. Yankıları devam edecek; ama görünen Ortadoğu’nun giderek daha yoğun ateş yumağına döneceği kesin.
- Bilmiyorum iktidar, iktidarın geçmişten bu yana politikasında etki olan/lar acaba “keşke şu Suriye’ye hiç bulaşmasaydık” diyor mu? Ama deseler de demeseler de ne olacaksa onun sonuçlarını öncelikle onlar yaşayacak gibi.
- Böyle yazdığıma bakıp “oh! Olsun” dediğim sonuç çıkaran olabilir.
- Ben bir yurttaş olarak olan bitenle ilgili anlayabildiğim kadarıyla düşüncemi paylaşıyorum. İktidarın terörle mücadelede başarısı herkes gibi beni de çok mutlu eder. Barış içinde dirlikli bir gelecekten kim mutlu olmaz ki?
- Ben yazılarımda gördüklerimden, basından ve medyadan izleyebildiklerimden edindiğim bilgilere göre düşünce üretiyorum, ama sağlıklı bilgi edindiğimizi kimse söyleyemez.
- Okuduklarımdan anladığım; yakın zamanda Ortadoğu’nun tam bir cehenneme döneceği.
- Benim burada endişem bu cehennemi gelişmenin Ortadoğu’ya bulaşan Türkiye’yi yani hepimizi çok yakından ilgilendireceği. Yani bu cehennemin Türkiye’yi de yangın yerine döndüren o yangınının hepimizi yakıp kavuracağı.
- o yazıyı "Umarım yanılıyorumdur" diye bitirmiştim. Bu gün yaşadıklarımız ve önümüzdeki süreçte yaşamamız muhtemel olan gelişmelere bakınca "hiç yanılmamışım" desem sanırım yanlış olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder