Merhaba; Facebookun hatırlattığı anılarda
gezinirken kulağım tv. ekranından gelen seste.
Önceki
gün gerçekleşen kalleş saldırıda şehit olanların sayısının 44 de yükseldiği
söylendi. 25 ülkenin konsolosunun olayın olduğu yere karanfil bırakıp terörü
lanetlediği söylendi.
Kendine
mikrofon tutulan CHP li Beşiktaş belediye başkanı hızını alamadı bütün dünya
liderlerinin gelip olayın olduğu yerde terörü lanetlemesini istedi.
Bakanlar
konuştu. Mecliste sağlık bakanı HDP li bayan vekile "gelin bir kere PKK yı
lanetleyin. Samimiyetinizi anlayalım" dedi. HDP li bayan milletvekil bu
ısrarlı çağrı üzerine "bu saldırıyı söylendiği gibi TAK yapmışsa onu
lanetliyorum" dedi. İç İşleri bakanı intikam alınacağını söyledi.
Yani
iki gündür siyasetçiler bu saldırılara bakıp içindeki öfkeyi kustu; iktidar bu
saldırının siyasi meyvelerini ustaca toplama çabasına girdi.
Saldırı
konusunda moral bozucu yayın yapan veya PKK yı övenlerle ilgili savcılıklar
soruşturma başlatmış.
Bir
yıl önce bugün paylaştığım babamın hikayesi başta olmak üzere diğer
paylaşımlarda gezinirken yukarıda yazdığım gibi kulağıma ekrandan gelen sesleri
dinledim.
Sonunda
geri çekilip düşündüm...
Önce
önceki gün yapılan saldırıyı; bu saldırıyı TAK'ın üstlendiği bilgisi ve TAK'la
ilişkili olduğu söylenen PKK yı düşündüm.
Benim
PKK konusunda görüşüm bellidir.
Defalarca
yazdım PKK 12 Eylül'ün kuruluşunu görmezden geldiği 1980 lerde devletin belli
amaçlarla kullandığı bir terör örgütü.
12
Eylül cuntası doğu ve güneydoğuda siyaset yapanı bırakın yediden yetmişe Kürt
Halkına yönelik acımasız işkenceden geçirirken nedense Abdullah Öcalan’ın elini
kolunu sallayarak defalarca Suriye’ye Bekaa vadisine gidişini; orada PKK için
yer seçip yeninde PKK yı kurmasını hiç fark etmedi.
Çünkü
PKK nın ikinci kez kuruluş amacı 12 Eylül cuntasının işkence ve baskısı sonucu
dağlara kaçan Kürt gençlerini örgütleyip onları sözüm ona Kürt Halkının
kurtuluşu eğitip eylemlere sokmaktu. Bu çatışmalarda gerçekleşen ölüm
acılarıyla Kürt ve Türk Halkı arasındaki düşmanlığı derinleştirerek bu iki
halkın birlikte demokrasi mücadelesinde buluşmasının önüne geçmekti...
PKK
nın kuruluşundan bu yana geçenler, yaşanan olaylar tam da böyle bir sonucu
doğurdu.
Yani
PKK 12 Eylül faşist cuntasının bayrak harekat planının bir unsuruydu; ama
nedense bu gerçek hep görmezden gelindi. Kürt sorunu sanki PKK nın sorunuymuş
gibi bir izlenim yaratıldı.
Geçtiğimiz gün vefat eden Demirel’in en yakın
çalışma arkadaşı İsmet Sezgin “1980 de devlet PKK yı kullandı” demişti. Bir Allah’ın
kulu çıkıp da “sayın Sezgin devlet PKK yı nasıl? Kime karşı kullanıldı?” diye
sormadı. Gazeteciler sormadı. Siyasetçiler sormadı.
İmralı
sürecinde PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüşerek çatışmalara çözüm bulunmaya
çalışıldı.
Sonrasında
yaşananlar malum. Türkiye’nin başına bela olan bir örgüte dönüştü.
Yani
diyeceğim önceki gün gerçekleşen saldırı; daha öncekiler, hendek savaşları,
bundan sonra gerçekleşecek saldırılarla PKK Türkiye’nin başına bela olmaya
devam edecek.
Burada asıl tehlike “rüştünü ispatlamış terör örgütü olarak
emperyalizmin kullanmasına çok uygun hale gelmesidir.” Yani sadece Türkiye
içinde değil başta Ortadoğu olmak üzere Türkiye’nin canını yakmaya devam edecek
gibi.
Bence
PKK nın bir diğer tehlikesi Kürt siyaseti; HDP üzerinde kurduğu ipotektir. HDP bu
ipotekten kurtulamadığı sürece barış içinde bir Türkiye’ye katkı sağlaması
olanaksızdır.
Bence
önceki günkü saldırı HDP nin PKK ipoteğinden kurtulması için bir şanstı.
Tutarlı bir şekilde bu saldırıyı lanetleyebilselerdi PKK nın önümüzdeki süreçte
büyüyen tehlike haline gelmesinin önüne geçilebilirdi.
Ayrıca
iktidarın bu saldırıları iç siyasete malzeme yapma gayreti de bana göre PKK nın
onu kullanan emperyalist ülkelerin ekmeğine yağ sürmekten başka sonuç vermez.
Keşke
iktidar iktidar olmanın avantajıyla önceki gün gerçekleşen saldırıya tepkide
siyaseti buluşturmayı deneseydi bu saldırıya karşı en anlamlı cevap verilmiş
olabilirdi; ama olmadı. Demokrasisi güdük kalmış toplumlara özgü hamasi nutuk
atmalar çok öne çıkarıldı.
Önceki
gün terörün kalleş saldırısı bana bunları düşündürdü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder