12 Ekim 2016 Çarşamba

İYİ Kİ EVLİ DEĞİLDİ


Turkcell merkezinde bir işim vardı. Oradaki görevliyle görüştüm; biraz soluklanmak için orada oturuyordum.

Elinde bir kağıt kütülek çatık kaşlı girip geldi. “Buraya kim bakıyor?” dedi. Az önce benim görüştüğüm görevli “buyurun” deyince elindeki kağıdı ona uzattı “bu numara kime ait? Bir bakıverin” dedi. Bunu söylerken emir eden bir hali vardı. Görevli onun bu emir eden halinden hoşlanmamıştı sanırım… Biraz ters “iyi de beyefendi. Ben nereden bileyim kime ait olduğunu?” dedi.

Kütülek adam “nasıl bilmezsin canım? Gelirken Vodofona uğradım. Bu numara Turkcelle’e ait dedi” deyince görevli “tamam beyefendi. Bu numara bize ait… Ama kim olduğunu nereden bilelim?” dedi; sonra “Turcell’e ait milyonlarca numara. Bu da bunlardan biri” dedi. Kütülek adam öfkelendi “ne yani? Bu numaranın hangi döyüse ait olduğunu siz bilmeyeceksiniz de; kim bilecek?” deyince görevli adamın halinden biraz ürkmüştü. Ne yalan söyleyeyim ben de ürkmüştüm. Çünkü adam insanın üstüne atılıverecekmiş gibi bakıyordu.

Görevli “beyefendi bunu siz 118 e sorun bunu. Ancak onlar bilir” deyince beyefendi “Ne biçim iş yav? Telefonu satmasını biliyorsunuz. Kime ait oduğunu bilmiyorsunuz” dedi sonra “şindi 118 bunu bilir mi?” diye sordu. Görevli onu başından bir an önce savmak için “tabi bilir. Siz ona sorun” dedi. Kütülek adam “cık cık” ederek giderken görevli bana eliyle “ne biçim insan bu?” diye sızlanıyordu adam aninden geri dönünce eli havada kaldı. Kütülek adam onun eline bakarak “118 garanti bilir mi bunu?” diye tekrar sordu. Görevli sinirden gülmemek için kendini zor tutuyordu. Bu sırada oranın güvenliğinden sorumlu olan kişi de gelmişti. Görevli biraz da ondan cesaret alıp “kaç sefer söyleyeceğiz beyefendi. Bilirse onlar bilir. Her gün televizyona reklam veriyorlar görmediniz mi?” dedi. Kütülek adamın görevli falan taktığı yoktu. “Görmedim nolcek?” dedi ve “cık cık” kapıya yürüdü. Görevli güvenlik görelisine “yok bişey” derken ben de kalktım “sıkma canını olur böyle şeyler” deyip gitmek için kapıya yürüdüm.

Niyetim bir fırsatını bulup adama o numaranın kime ait olduğunu niye aradığını soracaktım. O merakla adamın arkasından yürüyordum. Adam yanında beni görünce “döyüs bunlar. Telefonu satmasını biliyor. Numaranın kime ait olduğunu bilmiyor” diye söylenince “118 bilir bunu” dedim. Adam “118 arayıp soracağım. İğnenin deliğinde olsa bu döyüs. Onun kim olduğunu bulacağım mutlaka” dedi.

Benim merakım daha artmıştı. “Afedersiniz. Siz niye kızdınız bu numaranın sahibine? Yani kim olduğunu bilmediğiniz birine” dedim. Kütülek adam öfkeyle “döyüsün oğlu ikide bir beni arıyor. Sonra ‘pardon yanlış numara’ diyor. Tam beş kere aradı. Benle dalga geçen biri; ama kim? Ben onu bulacağım” deyince ben çokbilmiş biri gibi “belki evde çocuğunuzun arkadaşı falandır” diyecek oldum gözlerini patlattı “ne yani? Şimdi benim evde kızım olacak. Onu böyle bir döyüs arayacak ha? Ben onun anasını sikerim valla” dedi. Bunu yüksek sesle söyleyince etraftan bakıştılar ve bizi kavga ediyor sandılar. Gençten biri sanırım bana canı acıdığı için adama bir şey söyleyecekti. Bunu fark edince gence gözümle ‘sakın ha!’ dedikten sonra öfkeli adama “sıkmayın canınızı. Ben mesela dedim” diye sanki onunla sohbet havası verdim. Ama öfkeli adam yatışacak gibi değildi “Ne yani şimdi ben evli olacaktım. O döyüs benim evden birine mesaj için bunu yapcaktı ha! Ben adamın amına gorum valla!” deyince ben adamın çatlak biri olduğunu anlamıştım; ama bir kere bulaşmıştım adama.

Çaresizlik içinde bakınırken ileriden eski bir tanıdığın bana eliyle selam verdiğini gördüm. Adama “siz sıkmayın canınızı olur böyle şeyler. Benim arkadaş bekliyor” deyip tanıdığa doğru hızla yürüdüm. Adam arkamdan “ben evli olacaktım. Benim telefonu biri böyle çaldırıp çaldırı kapatacaktı ha! Ben onun” diye başlayıp küfürleri saydırıyordu.

 

 

 

 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder