Turkcell
merkezinde bir işim vardı. Oradaki görevliyle görüştüm; biraz soluklanmak için
orada oturuyordum.
Elinde
bir kağıt kütülek çatık kaşlı girip geldi. “Buraya kim bakıyor?” dedi. Az önce
benim görüştüğüm görevli “buyurun” deyince elindeki kağıdı ona uzattı “bu
numara kime ait? Bir bakıverin” dedi. Bunu söylerken emir eden bir hali vardı.
Görevli onun bu emir eden halinden hoşlanmamıştı sanırım… Biraz ters “iyi de
beyefendi. Ben nereden bileyim kime ait olduğunu?” dedi.
Kütülek
adam “nasıl bilmezsin canım? Gelirken Vodofona uğradım. Bu numara Turkcelle’e
ait dedi” deyince görevli “tamam beyefendi. Bu numara bize ait… Ama kim
olduğunu nereden bilelim?” dedi; sonra “Turcell’e ait milyonlarca numara. Bu da
bunlardan biri” dedi. Kütülek adam öfkelendi “ne yani? Bu numaranın hangi
döyüse ait olduğunu siz bilmeyeceksiniz de; kim bilecek?” deyince görevli
adamın halinden biraz ürkmüştü. Ne yalan söyleyeyim ben de ürkmüştüm. Çünkü
adam insanın üstüne atılıverecekmiş gibi bakıyordu.
Görevli
“beyefendi bunu siz 118 e sorun bunu. Ancak onlar bilir” deyince beyefendi “Ne
biçim iş yav? Telefonu satmasını biliyorsunuz. Kime ait oduğunu bilmiyorsunuz”
dedi sonra “şindi 118 bunu bilir mi?” diye sordu. Görevli onu başından bir an
önce savmak için “tabi bilir. Siz ona sorun” dedi. Kütülek adam “cık cık”
ederek giderken görevli bana eliyle “ne biçim insan bu?” diye sızlanıyordu adam
aninden geri dönünce eli havada kaldı. Kütülek adam onun eline bakarak “118
garanti bilir mi bunu?” diye tekrar sordu. Görevli sinirden gülmemek için
kendini zor tutuyordu. Bu sırada oranın güvenliğinden sorumlu olan kişi de
gelmişti. Görevli biraz da ondan cesaret alıp “kaç sefer söyleyeceğiz
beyefendi. Bilirse onlar bilir. Her gün televizyona reklam veriyorlar
görmediniz mi?” dedi. Kütülek adamın görevli falan taktığı yoktu. “Görmedim
nolcek?” dedi ve “cık cık” kapıya yürüdü. Görevli güvenlik görelisine “yok
bişey” derken ben de kalktım “sıkma canını olur böyle şeyler” deyip gitmek için
kapıya yürüdüm.
Niyetim
bir fırsatını bulup adama o numaranın kime ait olduğunu niye aradığını
soracaktım. O merakla adamın arkasından yürüyordum. Adam yanında beni görünce
“döyüs bunlar. Telefonu satmasını biliyor. Numaranın kime ait olduğunu
bilmiyor” diye söylenince “118 bilir bunu” dedim. Adam “118 arayıp soracağım.
İğnenin deliğinde olsa bu döyüs. Onun kim olduğunu bulacağım mutlaka” dedi.
Benim
merakım daha artmıştı. “Afedersiniz. Siz niye kızdınız bu numaranın sahibine?
Yani kim olduğunu bilmediğiniz birine” dedim. Kütülek adam öfkeyle “döyüsün
oğlu ikide bir beni arıyor. Sonra ‘pardon yanlış numara’ diyor. Tam beş kere
aradı. Benle dalga geçen biri; ama kim? Ben onu bulacağım” deyince ben çokbilmiş
biri gibi “belki evde çocuğunuzun arkadaşı falandır” diyecek oldum gözlerini
patlattı “ne yani? Şimdi benim evde kızım olacak. Onu böyle bir döyüs arayacak
ha? Ben onun anasını sikerim valla” dedi. Bunu yüksek sesle söyleyince etraftan
bakıştılar ve bizi kavga ediyor sandılar. Gençten biri sanırım bana canı
acıdığı için adama bir şey söyleyecekti. Bunu fark edince gence gözümle ‘sakın
ha!’ dedikten sonra öfkeli adama “sıkmayın canınızı. Ben mesela dedim” diye
sanki onunla sohbet havası verdim. Ama öfkeli adam yatışacak gibi değildi “Ne
yani şimdi ben evli olacaktım. O döyüs benim evden birine mesaj için bunu yapcaktı
ha! Ben adamın amına gorum valla!” deyince ben adamın çatlak biri olduğunu
anlamıştım; ama bir kere bulaşmıştım adama.
Çaresizlik
içinde bakınırken ileriden eski bir tanıdığın bana eliyle selam verdiğini
gördüm. Adama “siz sıkmayın canınızı olur böyle şeyler. Benim arkadaş bekliyor”
deyip tanıdığa doğru hızla yürüdüm. Adam arkamdan “ben evli olacaktım. Benim
telefonu biri böyle çaldırıp çaldırı kapatacaktı ha! Ben onun” diye başlayıp
küfürleri saydırıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder